BİR ŞAKA - SABAHATTİN ALİ
BİR ŞAKA - SABAHATTİN ALİ Konya Hapishanesi'ne ilk girdiğim gün Cavit Bey'le tanıştım. Beni ihtilattan menederek (sanıkların ya da tutukluların görüşmesini, bir araya gelmesini engelleme) başgardiyanın...
View ArticleBİR ORMAN HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ
BİR ORMAN HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ “Orman bizim her şeyimizdir delikanlı, anamız, babamız, evimiz...” diye, yanımda oturan ihtiyar anlatmaya başladı. Alacakaranlık gittikçe artıyordu. Güneş,...
View ArticleBİR GEMİCİ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ
BİR GEMİCİ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ Şap Denizi'nde dolaşan gemilerin ateşçilerine kazanların önü güverteden daha serin gelir. İşte bunun için başaltındaki kamaradan çıkarak ocak vardiyasına giden genç...
View ArticleBİR FİRAR - SABAHATTİN ALİ
BİR FİRAR -SABAHATTİN ALİ İki candarma İdris'i aralarına almış götürüyorlardı. İdris ayaklarına basamayacak haldeydi. Candarmalar çok dövmüşlerdi, fakat seke seke yürümeye çalışıyordu. Bayram namazında...
View ArticleBİR DELİKANLININ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ
BİR DELİKANLININ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ Öyle zamanlarım olur ki, beni sessizce bekleyen odama giderken, bu her akşamki yürüyüş beni sıkar, boğar ve ben caddeyi örten kalın kar tabakasının üstüne...
View ArticleBİR CİNAYETİN SEBEBİ - SABAHATTİN ALİ
BİR CİNAYETİN SEBEBİ - SABAHATTİN ALİ I Ağır ceza muhakeme salonunun önü hıncahınç kalabalıktı. Efendi kılıklı adamlar, külhanbeyler, hukuk fakültesi müdavimleri, lise talebesi hanımlar, kahvede tavla...
View ArticleARAP HAYRİ- SABAHATTİN ALİ
ARAP HAYRİ- SABAHATTİN ALİ Mektep kitaplarındaki haritalarda bir insan eli kadar küçük görünen Anadolu, çeşit çeşit birbirine benzemez insanlarla doludur. Öbek öbek kasabacıklar, kendi içlerine...
View ArticleARABALAR BEŞ KURUŞA- SABAHATTİN ALİ
ARABALAR BEŞ KURUŞA- SABAHATTİN ALİ Akşam, caddelerin kalabalık zamanında, köşe başına bir kadınla bir çocuk gelirdi. Siyah bir çarşafa bürünen kadın elleriyle çarşafını yüzüne kapatır, yalnız iki...
View ArticleAPARTMAN – SABAHATTİN ALİ
APARTMAN – SABAHATTİN ALİ Siri damın üzerinde, keskin bir koku dağıtan yaş tahtalara keseri vuruyor, bir taraftan da batıya doğru inmeye başlayan güneşi gözlüyordu. Ağustosun sonuna yaklaştıkları için...
View ArticleBİR MESLEĞİN BAŞLANGICI – SABAHATTİN ALİ
BİR MESLEĞİN BAŞLANGICI – SABAHATTİN ALİ Gece yarısından iki saat kadar sonra trenimiz Sivas’a geldi. Ankara ile Kayseri arasında bizi adamakıllı bunaltan sıcağa mukabil Sivas’a yaklaştıkça ve gece...
View ArticleBİR KONFERANS –SABAHATTİN ALİ
BİR KONFERANS –SABAHATTİN ALİBüyük şehirlerimizden birine yakın bir köyde yeni bir yatılı okul açılıyordu. Açış törenine maarif müdürü, müfettişler, şehrin mühimce adamları ve -köylüler, bir kafile...
View ArticleAYRAN – SABAHATTİN ALİ
AYRAN – SABAHATTİN ALİ Köyden istasyona giden yol, eriyen karlarla diz boyu çamurdu. İki mızrak boyu yükselen güneş, tarlaları hala örten karların üzerinde pırıltılarla ve göz kamaştırarak yanıyor,...
View ArticleBEYAZ BİR GEMİ – SABAHATTİN ALİ
BEYAZ BİR GEMİ – SABAHATTİN ALİ Ressam Tevfik Aravurgun, bir elinde sehpası, öbür elinde boya kutusu ile rıhtımda sağına soluna bakındı. Dün akşam Haliç üzerinde batmakta olan güneşin, arkadan vurarak...
View ArticleBAHTİYAR KÖPEK – SABAHATTİN ALİ
BAHTİYAR KÖPEK – SABAHATTİN ALİ Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. -Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?- diyorlar. -Hep açlardan, çıplaklardan,...
View ArticleAMERİKA'YI YAPAN MİMAR – AZİZ NESİN
AMERİKA'YI YAPAN MİMAR – AZİZ NESİN İstanbul, 15 Kasım 1963 Sevgili Kardeşim Zeynep, Mektubunu alınca çok sevindim. Sağol. Doğrusu, Ankara’daki okula gidince bizi unutursun sanıyordum. Mektubunu...
View Article