BİR KAYIŞIN TESİRİ - ÖMER SEYFETTİN
BİR KAYIŞIN TESİRİ Bir zabit arkadaşımla oturuyorduk. Yanımızdaki masada iri, palabıyıklı, kocaman kalpaklı bir babayiğit, çetin bir Çerkes şivesiyle karşısında sıralanmış irili ufaklı kalpaklılara...
View ArticleBİR HATIRA - ÖMER SEYFETTİN
BİR HATIRA "Le grade dégrade.." Ah gençlik!.. Tıpkı ezeli bir baharın ilk çiçekli günlerine benzer. Yeşil kırlar, kelebek dolu bahçeler, güzel kokular içinde serçelerin şen efsanelerini doymadan...
View ArticleBİR FİRAR-SABAHATTİN ALİ
BİR FİRAR İki candarma İdris'i aralarına almış götürüyorlardı. İdris ayaklarına basamayacak haldeydi. Candarmalar çok dövmüşlerdi, fakat seke seke yürümeye çalışıyordu. Bayram namazında İmamköy...
View ArticleBİNECEK ŞEY - ÖMER SEYFETTİN
BİNECEK ŞEY Derviş Hasan birdenbire durdu. Kirli, yırtık yenleriyle alnının terlerini sildi. Sıcak bir haziran güneşi dünyayı sebepsiz bir belâ gibi kasıp kavuruyordu. Sabahtan beri işte dört saattir...
View ArticleBILDIRCIN - IVAN TURGENYEV
BILDIRCIN Şimdi size anlatacağım olay başımdan geçtiği zaman on yaşında kadar vardım. Olay yazın geçmişti. O zaman Rusya'nın güneyinde bir çiftlikte oturuyorduk. Çiftliğin çevresinde birkaç fersah...
View ArticleBEYAZ LÂLE (TAM METİN) - ÖMER SEYFETTİN
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu1 iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları...
View ArticleBENİM BABAM - RECEP ŞÜKRÜ GÜNGÖR
BENİM BABAM Ardıç kokuludur babam. Tezek kokuludur. Onurludur. Kıt kanaat geçinir, geçindirir; ama asla el açmaz. İhtiyacını belli etmez. Her eksiği giderilmiş gibi davranır. Neden böyledir babam?...
View ArticleBAŞINI VERMEYEN ŞEHİT - ÖMER SEYFETTİN
BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT Yarın arifeydi. Öbür günkü bayram için hazırlanan beyaz kurbanlar, küçük Grigal palankasının etrafında otluyorlardı. Karşıda… Yarım mil ötede Toygun Paşa’nın son kuşatmasından...
View ArticleBALKON - ÖMER SEYFETTİN
BALKON Muhsin Bey sofradan kalkınca, büyük ceviz büfeye dayanmış, kendilerini gülümseyerek dinleyen hizmetçiye: — Eleni, nargilemi kameriyeye getir, kahveden evvel... Haydi çabuk, dedi. Sonra...
View ArticleBAHİS - ANTON ÇEHOV
BAHİS Karanlık bir sonbahar gecesiydi. Yaşlı banker, çalışma odasında bir ileri, bir geri yürüyor, on beş sene önce yine bir sonbahar akşamı verdiği bir partiyi hatırlıyordu. Partide pek çok zeki insan...
View ArticleBAHAR VE KELEBEKLER - ÖMER SEYFETTİN
BAHAR VE KELEBEKLER Küçük salonun fes renginde kalın ve ağır perdeli penceresinden dışarısı muhteşem, parlak bir suluboya levhası gibi görünüyordu. Saf mavi bir sema. Çiçekli ağaçlar... Cıvıldayan...
View ArticleBACAYI İNDİR, BACAYI KALDIR - SADRİ ERTEM
BACAYI İNDİR, BACAYI KALDIR Bir toz duman… Çıplak insan ayaklarının ve nalsız hayvan izlerinin sıralandığı yollardan gürüldeye homurdana bir otomobil geçiyor. Uzaktan besli, dolgun gövdeli köpeklerin...
View ArticleAYŞEGÜL - REFİK HALİD KARAY
AYŞEGÜL Çam ağaçlarının sesi nasıl tarif edilmelidir? Hem buna ses demek doğru mudur? Ne fısıltıya benzer, ne de bir din nağmesi veya sevda sözleşmesidir. Çamların sesi değil, nefesi vardır. Bana,...
View ArticleAŞK VE AYAK PARMAKLARI - ÖMER SEYFETTİN
AŞK VE AYAK PARMAKLARI Âsıme Hanımefendi'den Hasan'a mektup Evvela beni sen sevdin, yalvardın, yakardın, benim aşkım âdeta senin galeyanına sönük bir cevaptı. Sonunda beni aldın. Ben zengindim. Atım,...
View ArticleAŞK DALGASI - ÖMER SEYFETTİN
AŞK DALGASI VAPUR dopdoluydu. Son düdük öttü. İki yandaki çarklar, dar kafeslerinde birden uyanan alışkın ve müthiş deniz aygırları gibi, hiddetli bir gürültü çıkararak, kımıldandı. Bütün vapur...
View ArticleASFALT YOL - SABAHATTİN ALİ
ASFALT YOL - SABAHATTİN ALİ -Bir köy öğretmeninin notlarından- İstasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon, iki saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim köye ayrılan yolun başında bıraktı. İki...
View ArticleANTİSEPTİK - ÖMER SEYFETTİN
ANTİSEPTİK Minimini, güzel, şeytan Bedia'yı ailesi büyük bir adama vermek istiyordu. Halbuki o iki senedir, tıbbiye talebesinden olan kuzeni Namık'la işi pişirmişti. Kendini almayı arzu eden bu büyük...
View ArticleANT - ÖMER SEYFETTİN
ANT BEN Gönen'de doğdum. Yirmi yıldır görmediğim bu kasaba, düşümde artık bir serap gibiydi. Birçok yeri unutulan, eski, uzak bir rüya gibi oldu. O zaman genç bir yüzbaşı olan babamla her zaman...
View ArticleALINIZ MENEKŞELERİMİ VERİNİZ GÜLÜMÜ - AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU
ALINIZ MENEKŞELERİMİ VERİNİZ GÜLÜMÜ SAMİME HANIM kanepeye oturmuş, sarı siperli lambanın ışığında gazete okuyordu. Masanın üstünde ufak saatin gizli tıkırtısı, köşede yanan sobanın derin çıtırtısı bu...
View ArticleALİ ÖĞRETMEN - EMRAH BİLGE MERDİVAN
ALİ ÖĞRETMEN Ağır adımlarla ilerledi, birbirini iterek koşuşturan, güneşli günleri özlemiş çocukların arasından. İnce ve narin bir yağmur şıpır şıpır. “Rahmet!” dedi mırıldanarak ve eşit adımlarla...
View ArticleAKLIM ARKADA KALACAK - NECATİ CUMALI
AKLIM ARKADA KALACAK Evimiz sokağın alt başında. Yatıp kalktığım odanın penceresinden bakınca, bir baştan bir başa bütün sokağı görüyorum. Bir saat sonra yola çıkacağım. Odamda öteberi eşyamı bavuluma...
View ArticleAÇLIKTAN ÖLMEMENİN ÇARESİ-HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
AÇLIKTAN ÖLMEMENİN ÇARESİ L. Bey: "Bonjur, monşer..." V. Bey: "Boniur, şer ami..." — "Sabah sabah böyle saçlar taralı, potinler yamalı, ahlâk kanunu keşfine çıkmış bir filozof dalgınlığı ile ne...
View ArticleACİZ - TEKTAŞ AĞAOĞLU
ACİZ Orada yeşil, yumuşak çimenlerin üzerine oturmuş, gözlerinden biribiri ardısıra yuvarlanan gözyaşları arasından bana bakıyor, bir eliyle bacağını tutarken öbür elini bana doğru Uzatıyordu. Üzerinde...
View ArticleAÇIK ARTTIRMA - SİBEL ERASLAN
AÇIK ARTTIRMA Onu zorlamakla iyi etmişim. "Mazur görün Beyefendi, gelemeyeceğim," demişti oysa. Evden çıkmak istemeyişini her seferinde "başaramıyorum" diye anlatsa da telefonlarında, takdir edersiniz...
View ArticleACABA NE İDİ? - ÖMER SEYFETTİN
ACABA NE İDİ? Çıkardıkları gün hemen geri döndüğü Toptaşı Tımarhanesinden Cabi Efendiyi kabul etmemişlerdi. O vakit, bilincini yitirdiği geçen dört sene zarfında gidip gelen zekâsı, milyonlarca beygir...
View ArticleABBAS - CAHİT SITKI TARANCI
ABBAS Çocukken büyük annemden dinlediğim masallardan biri, aklımda kaldığına göre, şöyleydi: "Vaktiyle, bilmem ne memlekette hüküm süren bir padişahın oğlu, ancak rüyada gördüğü servi boylu, sırma...
View Article087956'IN SIFIRI - TARIK BUĞRA
087956'IN SIFIRI - TARIK BUĞRA Bir “Olay” Öyküsü Örneği: Fatih taraflarında -amca derim- bir uzak akrabam oturur. Hali vakti yerindedir. Üstelik bir radyosu, küçücük, bebek yastığı gibi bir kedisi...
View ArticleBERBER DÜKKÂNINDA – ANTON ÇEHOV
BERBER DÜKKÂNINDA – ANTON ÇEHOV Sabah saat daha yedi olmadığı halde Makar Kuzmiç Bliostkov’un berber dükkânı açık. Şık giyimli, ama üstü-başı kir içinde, henüz yüzünü bile yıkamamış bulunan yirmi...
View ArticleAŞK BAŞKADIR - GUY DE MAUPASSANT
AŞK BAŞKADIR - GUY DE MAUPASSANT Ormanlarla örtülü tepenin doruğunu eski çağlar mimarisini bütün özellikleriyle yansıtan büyük bir şato süslüyordu. Çevresindeki kocamış ağaçlardan kuytu gölgeler...
View ArticleALTIN BEYİNLİ ADAM - ALPHONSE DAUDET
ALTIN BEYİNLİ ADAM-ALPHONSE DAUDET Eğlenceli hikâyeler isteyen bayana Mektubunuzu okurken, madam, vicdan azabı duyar gibi oldum. Hikâyelerimin hep böyle kasvetli şeyler olmasından ötürü kendi kendime...
View ArticleBİR KADIN - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI
BİR KADIN - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI "Kocam lise mezunu, ben üniversite" diye söze başladı kadın. Gözündeki morluğu saklamak için başını öne eğerek konuşuyordu. Yediği dayağın izi yalnızca gözündeki morartı...
View ArticleALLAH BES! - MUSTAFA KUTLU
ALLAH BES! - MUSTAFA KUTLUElleri pantolon cebinde, başı önünde, patlak papuçlar ile divane-misal yürüyor. Saç-sakal birbirine karışmış. Arkasından bir, ses: — Yaşar! Aslan Yaşar! Duymuyor; Ses...
View ArticleBİR KATİBİN ÖLÜMÜ - ANTON ÇEHOV
BİR KATİBİN ÖLÜMÜ - ANTON ÇEHOVŞahane bir geceydi ve şahane kâtip Ivan Dimitriç Çerviyakov, operanın koltuk bölümünde önden ikinci sırada bir yere oturmuş, elindeki opera dürbününün yardımıyla “Les...
View ArticleBABA -ANTON ÇEHOV
BABA -ANTON ÇEHOV“Doğrusunu istersen, gelmeden evvel bir yudum bir şey içmiştim... Kusuruma bakmazsın, değil mi? Buraya gelirken yolda bir birahanenin önünden geçiyordum, hava o kadar sıcak ki,...
View ArticleAMİN ALAYI ÖZETİ-AHMET RASİM
AMİN ALAYI-AHMET RASİMMektebe başlayacağıma söz verdim ya, evde bir derece yükselir gibi oldum. Annemin, sütninemin, evin kiler, mutfak, ortalık işlerine bakan Dilfeza Kalfanın muamelesi değişti. Şu...
View ArticleACI ÇEKENLER-ANTON ÇEHOV
ACI ÇEKENLER-ANTON ÇEHOV Birçok hayranları bulunan Lizoçka Kudrinskaya adındaki genç bayan ansızın hastalandı, hem de öyle ciddi hastalandı ki, kocası o gün göreve gitmedi, Tver’deki annesine telgraf...
View ArticleBİR ORMAN HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ
BİR ORMAN HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ “Orman bizim her şeyimizdir delikanlı, anamız, babamız, evimiz...” diye, yanımda oturan ihtiyar anlatmaya başladı. Alacakaranlık gittikçe artıyordu. Güneş,...
View ArticleBİR GEMİCİ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ
BİR GEMİCİ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ Şap Denizi'nde dolaşan gemilerin ateşçilerine kazanların önü güverteden daha serin gelir. İşte bunun için başaltındaki kamaradan çıkarak ocak vardiyasına giden genç...
View ArticleBİR FİRAR - SABAHATTİN ALİ
BİR FİRAR -SABAHATTİN ALİ İki candarma İdris'i aralarına almış götürüyorlardı. İdris ayaklarına basamayacak haldeydi. Candarmalar çok dövmüşlerdi, fakat seke seke yürümeye çalışıyordu. Bayram namazında...
View ArticleBİR DELİKANLININ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ
BİR DELİKANLININ HİKÂYESİ - SABAHATTİN ALİ Öyle zamanlarım olur ki, beni sessizce bekleyen odama giderken, bu her akşamki yürüyüş beni sıkar, boğar ve ben caddeyi örten kalın kar tabakasının üstüne...
View ArticleBİR CİNAYETİN SEBEBİ - SABAHATTİN ALİ
BİR CİNAYETİN SEBEBİ - SABAHATTİN ALİ I Ağır ceza muhakeme salonunun önü hıncahınç kalabalıktı. Efendi kılıklı adamlar, külhanbeyler, hukuk fakültesi müdavimleri, lise talebesi hanımlar, kahvede tavla...
View ArticleARAP HAYRİ- SABAHATTİN ALİ
ARAP HAYRİ- SABAHATTİN ALİ Mektep kitaplarındaki haritalarda bir insan eli kadar küçük görünen Anadolu, çeşit çeşit birbirine benzemez insanlarla doludur. Öbek öbek kasabacıklar, kendi içlerine...
View ArticleARABALAR BEŞ KURUŞA- SABAHATTİN ALİ
ARABALAR BEŞ KURUŞA- SABAHATTİN ALİ Akşam, caddelerin kalabalık zamanında, köşe başına bir kadınla bir çocuk gelirdi. Siyah bir çarşafa bürünen kadın elleriyle çarşafını yüzüne kapatır, yalnız iki...
View ArticleAPARTMAN – SABAHATTİN ALİ
APARTMAN – SABAHATTİN ALİ Siri damın üzerinde, keskin bir koku dağıtan yaş tahtalara keseri vuruyor, bir taraftan da batıya doğru inmeye başlayan güneşi gözlüyordu. Ağustosun sonuna yaklaştıkları için...
View ArticleBİR MESLEĞİN BAŞLANGICI – SABAHATTİN ALİ
BİR MESLEĞİN BAŞLANGICI – SABAHATTİN ALİ Gece yarısından iki saat kadar sonra trenimiz Sivas’a geldi. Ankara ile Kayseri arasında bizi adamakıllı bunaltan sıcağa mukabil Sivas’a yaklaştıkça ve gece...
View ArticleBİR KONFERANS –SABAHATTİN ALİ
BİR KONFERANS –SABAHATTİN ALİBüyük şehirlerimizden birine yakın bir köyde yeni bir yatılı okul açılıyordu. Açış törenine maarif müdürü, müfettişler, şehrin mühimce adamları ve -köylüler, bir kafile...
View ArticleAYRAN – SABAHATTİN ALİ
AYRAN – SABAHATTİN ALİ Köyden istasyona giden yol, eriyen karlarla diz boyu çamurdu. İki mızrak boyu yükselen güneş, tarlaları hala örten karların üzerinde pırıltılarla ve göz kamaştırarak yanıyor,...
View ArticleBEYAZ BİR GEMİ – SABAHATTİN ALİ
BEYAZ BİR GEMİ – SABAHATTİN ALİ Ressam Tevfik Aravurgun, bir elinde sehpası, öbür elinde boya kutusu ile rıhtımda sağına soluna bakındı. Dün akşam Haliç üzerinde batmakta olan güneşin, arkadan vurarak...
View ArticleBAHTİYAR KÖPEK – SABAHATTİN ALİ
BAHTİYAR KÖPEK – SABAHATTİN ALİ Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. -Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?- diyorlar. -Hep açlardan, çıplaklardan,...
View ArticleAMERİKA'YI YAPAN MİMAR – AZİZ NESİN
AMERİKA'YI YAPAN MİMAR – AZİZ NESİN İstanbul, 15 Kasım 1963 Sevgili Kardeşim Zeynep, Mektubunu alınca çok sevindim. Sağol. Doğrusu, Ankara’daki okula gidince bizi unutursun sanıyordum. Mektubunu...
View Article